İran’ın İsrail’e saldırısı sonrası Kıbrıs’ta olağanüstü toplantı: Üslerde hareketlilik sürüyor
LEFKOŞA – İran-İsrail restleşmesi ve Gazze-İsrail hattında patlak veren ve zamanla Lübnan’a yayılan savaş, Avrupa Birliği (AB) üyesi Kıbrıs’ı da derinden etkiliyor. İran’ın dün akşam İsrail’e düzenlediği füze saldırısı, Lefkoşa’da ve Büyük Britanya’ya ait üslerde yoğun hareketliliğe neden oldu.
İran’ın saldırısı sırasında İsrail semalarında görülen ışık ve yansımalar Kıbrıs’ın bazı noktalarında da gözlenirken, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis Ulusal Güvenlik Konseyi’ni olağanüstü toplantıya çağırdı. Bu arada Kıbrıs, Lübnan eksenli tahliyelerde bir kez daha başrol oynamaya hazırlanıyor. Gelen son bilgilere göre Lübnan’ı Kıbrıs üzerinden terk eden yabancı ülke vatandaşlarının sayısında kayda değer artış gözlemleniyor.
PATLAMALAR KIBRIS’TAN DA GÖRÜLDÜ
1 Ekim Salı akşamı İran’ın İsrail’e saldırı düzenlediği saatlerde Kıbrıs’ın birçok noktasında halk, gökyüzünde patlamalardan kaynaklanan ışıklara tanıklık etti. Gökyüzündeki patlamalar adanın her iki yakasında da gözlemlendi. Adanın güneyinde endişe kapılanlar, Kıbrıs makamları ve Britanya üsleri ile temasa geçerek bilgi almaya çalıştı.
Kıbrıs Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı Sözcüsü Christos Pieris konuya ilişkin açıklamasında, yaşanan ışık patlamalarının muhtemel nedeninin otomatik hava savunma sistemlerinin etkisi olduğunu, bölgedeki müttefik gemilerinin açık denizlerdeki hareketlerinden kaynaklandığını belirtti.
ULUSAL GÜVENLİK KONSEYİ OLAĞANÜSTÜ TOPLANDI
Cumhurbaşkanı Hristodulidis, çarşamba günü saat 11:00’de Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda olağanüstü bir Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık etti. Toplantı yaklaşık iki saat sürdü. Olağanüstü toplantıda adanın çevresindeki son durum değerlendirildi. Toplantıda, Kıbrıs yetkilileri, adanın milli güvenliğine odaklanarak göç, Lübnan’dan tahliyeler ve Kıbrıs’ın savaşan taraflarla ilişkileri gibi kritik konuları ele aldı.
HAVALİMANINDA OLAĞANÜSTÜ HAREKETLİLİK
Lefkoşa’da İsrail eksenli hareketliliğin ve gelişmelerin masaya yatırıldığı saatlerde Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ait iki havalimanında da olağanüstü saatler yaşanıyordu. İran’ın İsrail’e yönelik düzenlediği füze saldırıları nedeniyle çok sayıda uçak Kıbrıs’a yönlendirildi. Kıbrıs’ın havalimanlarını işleten Hermes Havalimanı işletmeciliği, yolcuların otellere nakledildiğini ve havayolları tarafından gereken düzenlemelerin yapıldığını açıkladı.
TAHLİYELER DEVAM EDİYOR
İsrail’de bu gelişmeler yaşanırken Güney Kıbrıs hükümeti, Lübnan ve İsrail’den üçüncü ülke vatandaşları için oluşturulan ulusal tahliye planı ‘Estia’ planını hayata geçirdiğini duyurdu. Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letymbiotis, X (eski adıyla Twitter) platformunda yaptığı açıklamada, şu ana kadar kitlesel tahliye talebi gelmediğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Theodoros Gotsis ise günlük olarak Ayia Napa marinasına altı ila yedi teknenin ulaştığını ve bu teknelerde İsrail ve Lübnan’da görevli diplomat personelin bulunduğunu ifade etti. Yetkili, şu ana dek toplam 30 teknenin Kıbrıs’a ulaştığını, 500 AB vatandaşının ve diğer ülke vatandaşının tahliye edildiğini kaydetti.
ÜSLERDE HAREKETLİLİK SÜRÜYOR
İsrail’deki son gelişmelere paralel olarak Kıbrıs’ta Büyük Britanya’ya ait iki egemen üsteki olağanüstü hareketlilik sürüyor. Britanya makamları konu ile ilgili ayrıntıları kamuoyu ile paylaşmasa da bölgeye yakın görgü tanıkları özellikle adanın güney ucundaki Aktotiri Üssü’nde kayda değer askeri hareketliliğin gözlemlendiğine dikkat çekti. Kıbrıslı uzmanlar ise Britanya’ya ait üslerin İsrail’e desteğin yanı sıra bu ülkeden ve İsrail’den tahliyelerde de önemli rol oynamaya başladığına işaret etti.
UZMANLAR KAYGILI
Kıbrıs’ın güneyinde uzmanlar bölgedeki son durumu kaygılı bir şekilde takip ediyor. Kıbrıs Haber Ajansı’na konuşan emekli albay Andis Loizos, ‘Kıbrıs’ın İran’ın askeri emelleri dışında olduğunu’ vurguladı. Askeri yetkili, Kıbrıs’ın ABD ile olan yakın ilişkilerine dikkat çekerek ABD’li ve Batılı müttefiklerin adaya koruma kalkanı sağladığını kaydetti.
Konu hakkında görüş bildiren diğer uzmanlar ise konunun soğukkanlı ve çok boyutlu bir şekilde ele alınması gerektiğine dikkat çekti. Rum uzmanlar Türkiye’nin son olaylar sonrasında takınacağı tavrın çok önemli olduğunu belirtti.
